Ayrlk Vakti

ayrılık vakti

                                                     may/13 darılmak yok. gerçekten yaşanmaz halde,aşkımız,sevdamız.. açmak lazım, önü tıkanmış sevgilerimizin. sen var git yoluna.. meraklanmana gerek yok! sensizliğe de  elbet alışır bu yürek.                                   ŞP

cehennemden arafa

                                                           mart/13 upuzun göğe seyre daldı. bir şeyler arıyordu ya da bir şeyler bekliyordu umudunu,yitirmiyordu... hayatını, "hiçliğini" diye tabir ediyordu genellikle, muhakeme etti,etti... çıkamadı işin içinden. ne yaşamıştı ki zaten! hayatın artığıydı sadece. kabullenmiş, rıza gelmişti kadere... -doğal seçilim-geldi aklına. evet,evet; tek gerçek buydu. avuttu(yine) kendini.. martıların geçişi,tek sıra halinde. ah martılar! benden habersiz, 'kimim ben ki!' dedi. kalktı yerinden, yol almaya başladı derinden...                                          ŞP

dilin intiharı

                                                         may/13 derin derin baktı, baştan aşağıya süzdü. bi ara gözlerimde takıldı, kaldı. benle ilgili hatırası canlandı galiba! son bir süzüş daha.. çevirdi yüzünü sonra vücudunun geri kalanını... iki adım atmıştı ki "elveda" diye bağırdı. sonra mı? karanlıkta kayboldu!                                                    ŞP

sevginin sen hali

                                                tem/13 gözlerinde bulmalıyım sana adadığım sevgimi, rotasını seninle bulmalıyım kaybolmaya yüz tutmuş kalbimin. tümlüğümü sana bahşetmişken bensiz konuşmalar çirkinleştirmemeli, bendeki senin parıltılarını... sana yakışanı yapmalısın her anında. sevginin sen halini asla yontmamalısın, hiçbir şekilde.. tenler üstü sevdaya  ramak kalmışken, bir kenara bırakmalı; ihtirasları,şevkleri... önüne geçmemeli, nefs denen diktatör; sevgimizin... saf kalmalı; tümüyle sen kalmalı,aşkımız... sana yazıyorum sen kalan kelimelerle.. seninle tanışan cümlelerle ulaşma çabasındayım,sana. bizi yazmaya hasret kalemimle diziyorum dizeleri "sen" için. mürekkep kokusu değil, sen kokuyorsun kağıtlar... yazdıkça hırpalanan harfler birlik olup zorlaştırıyor, "seni" yazmama.. anlamlı kelimeler anlamsızlaşma çabasındayken, pes etmiyorum; seni yazmaya seni anlatmaya...                   ŞP

Ayrıntılar..

  Küçük şeylerden mutlu olabilmek.Sanırım,hayatın püf noktası burada gizli.Her zaman en büyüğünü istemek insanın doğasında var.Her büyük şeyin bir üstünü istemek,insanı ister istemez hayal kırıklığına uğratabiliyor.Her şeyin sonu vardır.Doğal olarak, insanoğlu hayal kırıklığına gelemiyor.Bir sonucu kestirememe hastalığı,insanı hayattan koparıp atabiliyor.  Oysa ki küçük şeylerden mutlu olma hazzını yakalayan bir insan,ömrü boyunca mutlu kalabilmeyi başarır.Etrafına sürekli pozitif bir hava estirir.  Hey gidi insanoğlu hey!Bir kaşık suda boğulmaya ne kadar da meraklısın!                                                              ***   Bağımsızlığın tam olarak neyi ifade ettiğini düşünürken,aklıma takılan bir sürü soru oldu. Bağımsızlık,kadere razı olmak mı? Hür iradeyle hareket etmek mi? Devlet otoritesine tam olarak intibak etmek mi? Toplumun ahlak kurallarına bağlı mı kalmaktır? Ya da birey olarak;kimseyi takmadan,her şeyi oluruna bırakarak,bildiğin gibi yaşamak mıdır bağımsız olmak?   

yağmur

                                                            nis/13 ne severdin nisan yağmurlarını. çocuklar gibi koşardık elele, yağmaya başlayınca yağmur! o halimizi özledim. ... ... karşımda ki o kız değil! kimsin sen? o'na ne oldu, ne yaptın o'na? geri getir o'nu ve sen; kaybol hayatımdan!..

                                                                         ŞP