Sonvapurdakacti - Tumblr Posts
sonra uyuduğun odadan, balkondan, gezdiğin dolaştığın bahçeden eksildin. oysa sen geniş alanları severdin, gezmeyi hava almayı… koydukları yere nasıl sığdın dar gelmiyor mu, düşündükçe beni boğan o küçük alan? “pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun, seni görmem imkansız, imkansız, imkansız rüyalarım olmasa“ diyor şarkı. deremeyeceğim bir çiçeksin artık o dağda. bilmediğin bir toprağın acemisisin artık, daldığın uykuya iyi geceler de denmez şimdi..
toprağa teslim ederlerken seni, kolun kanıyordu, “durun, acıtmayın “ dedi içim, kolumda saatin zaman hala akarken sen nasıl da durdun öyle. ne bu telaş , nedir bu acele? ömrün bana yaşlı, aksi bir adam olduğunu göstermeye yetmedi ama çok yakışıklı öldün. iyyiz biz merak etme, seni bazen gülerek bazen gözümüzde yaşla hatırlıyoruz. şarkı söyleyen sesin kulaklarımızda. gözlerinden ve atmayan kalbinden öperim. adettendir, kal sağlıcakla.
kederli bir akşam, içmişiz sarhoşuz, hepsi bu~
bir şeylerden kaçar gibisin. soluk soluğa ama hiçbir şey anlatmayacağına yemin etmiş gibi sakinsin. gitmek istediğin belli bir yer yok ama kalmak istemediğine artık eminsin. sadece biraz olsun herkesin ve her şeyin susmasını istemişsin, kendini duyabilmek için.
uzun zamandır aynı geceyi yaşıyorum. hep aynı düşünceler, aynı sorular ve aynı cevaplar dışarıdan duyulmayan aynı sesler ve kaçan aynı uykular
ilk acı değilsin, dedim. son acı da olmayacağım, dedi. sevmenin ötesini görmek istemiştim, dedim. oradan geliyorsun, dedi. sözcüklerden duvar örülmezmiş, dedim. kurduğun konaklarda insanlar kendini seviyor, dedi. yalnızlık hiç geçmiyor, dedim. yazıyorsun ya, dedi.


sadece büyük bir lider, geleceği küçük kalplere emanet eder
bi' derdi var, her hâlinden belli
anlatmıyor, anlatsa kurtulur~
"insanlık öldü mü?" dedim.
"yok," dedi, "ölmedi, ölmedi ama, bir şeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?"
zamanın ilerlemiyormuş gibi gelip birdenbire geçip gitmesinden, geçen hiçbir zamanın istediğim gibi olmamasından ve içimdeki bu huzursuzluğun hiç geçmemesinden çok yoruldum
ben mi?
henüz yitirmedim aklımı,
lakin bu şehir bazen boğuyor beni
biliyor musun?
tanrı dünyayı yeniden yaratsaydı, yaratırken de beni yanında tutsaydı. derdim, ya benim dilediğimce yarat dünyayı ya da sil benim adımı defterden~
içimde durmadan kabaran, dinmek bilmeyen bir şey vardı. eve son derece huzursuz döndüm. ruhumda, cinayet işlemişim gibi bir ağırlık vardı.
bu sakinliğimi bu sessizliğimi tanıyorsun değil mi? kemiklerim kırılmış gibi hissediyorum ama hiç söylemeyeceğim, biliyorsun değil mi?