hermes-0 - zamanın kalbinde
zamanın kalbinde

42 posts

8.BLM

8.BÖLÜM

YENİ KEŞİFLER

T ve S, bulundukları adayı keşfetmek için dışarı çıktıklarında, karşılarına çıkan manzara gerçekten büyüleyiciydi. Geniş ve yemyeşil ormanlarla kaplı bu yer, adeta bir cennet gibiydi. Ağaçların arasında, rengarenk çiçekler ve egzotik bitkiler göz alıcı bir şekilde parlıyordu. Ormanın derinliklerinde, kristal berraklığında nehirler ve şelaleler akıyordu. Bu su kaynakları, adanın her köşesine hayat veriyordu. Nehirlerin kenarlarında, çeşitli hayvanlar su içiyor ve doğanın tadını çıkarıyordu.

Adayı çevreleyen sahil şeridi ise bembeyaz kumlarla kaplıydı. Deniz, turkuaz rengiyle göz kamaştırıyordu ve dalgaların sesi huzur veriyordu. Sahilde yürürken, T ve S, deniz kabukları ve renkli taşlarla dolu küçük koylar keşfettiler. Gökyüzü ise masmavi ve bulutsuzdu. Güneş, adanın her köşesini aydınlatıyor ve sıcaklığıyla insanın içini ısıtıyordu. T ve S, bu cennet gibi yerde yürüyüş yaparken, doğanın güzelliklerine hayran kaldılar ve keşfetmenin heyecanını yaşadılar.

T ve S, adanın iç kısımlarına doğru ilerledikçe, ormanın derinliklerinde gizlenmiş antik kalıntılar keşfettiler. Bu kalıntılar, eski bir medeniyete ait tapınaklar ve heykellerdi. Tapınakların duvarlarında, doğanın ve hayvanların betimlendiği karmaşık oymalar bulunuyordu. Bu oymalar, adanın tarihine dair ipuçları veriyordu. Ormanın içinde yürürken, T ve S, çeşitli kuş türlerinin cıvıltılarıyla karşılaştılar. Renkli tüyleriyle dikkat çeken bu kuşlar, adanın egzotik atmosferine katkıda bulunuyordu. Ayrıca, ağaçların dallarında maymunlar oynuyor ve meraklı gözlerle T ve S’yi izliyorlardı.

Nehirlerin kenarlarında, suyun üzerinde yüzen nilüferler ve su bitkileri vardı. Bu bitkiler, suyun berraklığını ve doğanın saflığını simgeliyordu. Nehirlerin bazı bölgelerinde, küçük balık sürüleri yüzüyordu ve suyun yüzeyinde sıçrayan balıklar, T ve S’ye hoş bir manzara sunuyordu. Sahil şeridinde yürürken, T ve S, deniz kabukları ve renkli taşlarla dolu küçük mağaralar keşfettiler. Bu mağaralar, deniz dalgalarının oluşturduğu doğal sanat eserleri gibiydi. Mağaraların içi, deniz kabukları ve mercanlarla süslenmişti.

Gökyüzünde ise, güneşin batışıyla birlikte ortaya çıkan renk cümbüşü, adanın güzelliğini daha da artırıyordu. Turuncu, pembe ve mor tonlarındaki gökyüzü, adanın üzerinde büyüleyici bir manzara oluşturuyordu. T ve S, bu manzarayı izlerken, doğanın sunduğu bu eşsiz güzelliklerin tadını çıkardılar.

T ve S, adanın derinliklerinde yürüyüş yaparken, büyük bir kaya parçasının üzerine oyulmuş eski bir yazıt keşfettiler. Yazıt, antik bir dilde yazılmıştı ve üzerindeki semboller, adanın eski sakinlerine dair ipuçları veriyordu. T ve S, yazıtı dikkatlice incelediklerinde, kendi isimlerine rastladılar. Bu, onların geçmişte bu adada yaşadıklarına dair bir kanıttı. Yazıtın üzerinde, T ve S’nin adanın koruyucuları olduklarına dair bilgiler yer alıyordu. Onların, adanın doğal güzelliklerini ve kaynaklarını korumak için büyük bir sorumluluk taşıdıkları anlatılıyordu. Ayrıca, yazıtın etrafında, T ve S’nin geçmişteki yaşamlarına dair sahneler betimlenmişti. Bu sahnelerde, onların adanın çeşitli bölgelerinde nasıl yaşadıkları, hangi görevleri üstlendikleri ve adanın diğer sakinleriyle olan ilişkileri anlatılıyordu.

Bu keşif, T ve S için büyük bir sürpriz ve heyecan kaynağı oldu. Geçmişte bu adada yaşamış olduklarını öğrenmek, onlara adaya olan bağlarını daha da güçlendirdi. Yazıtın etrafında biraz daha zaman geçirip, geçmişlerine dair daha fazla ipucu aramaya karar verdiler. Ancak, bu anılar onlara tamamen yabancıydı, sanki paralel bir evrende her şey onlardan habersiz yaşanmış gibiydi. Bu durum, onların merakını daha da artırdı ve adanın gizemlerini çözme isteğini pekiştirdi.

  • dreamsofthenightblog
    dreamsofthenightblog liked this · 5 months ago
  • yildizlaraait
    yildizlaraait liked this · 5 months ago
  • gokyuzunuru
    gokyuzunuru liked this · 5 months ago
  • fatossh0
    fatossh0 liked this · 5 months ago
  • sakingecenfirtina
    sakingecenfirtina liked this · 6 months ago
  • mukadderat
    mukadderat liked this · 6 months ago
  • 41-cennet-fatma
    41-cennet-fatma liked this · 6 months ago
  • sadecesusvedinlebeni
    sadecesusvedinlebeni liked this · 6 months ago
  • yanmayansokaklambalari
    yanmayansokaklambalari liked this · 6 months ago
  • higgssbozonu
    higgssbozonu liked this · 6 months ago
  • kitapkunduzu
    kitapkunduzu reblogged this · 6 months ago
  • aylema52
    aylema52 reblogged this · 6 months ago
  • aylema52
    aylema52 liked this · 6 months ago
  • atmos-fer
    atmos-fer liked this · 6 months ago
  • cedaa
    cedaa liked this · 6 months ago
  • birdemethuzunum
    birdemethuzunum liked this · 6 months ago
  • theedessa
    theedessa liked this · 6 months ago
  • gozlerindekiay3
    gozlerindekiay3 liked this · 6 months ago
  • sadeceebeeen
    sadeceebeeen liked this · 6 months ago
  • 34istanbyl
    34istanbyl liked this · 6 months ago
  • hermes-0
    hermes-0 liked this · 6 months ago

More Posts from Hermes-0

6 months ago

3. BÖLÜM

HAYALLER VE DÜŞLER

Bir gece, T ve S mesajlaşırken, T aniden romantik bir teklif yaptı: “Seninle bir deniz kenarında sabahlamak istiyorum,” diye yazdı. “Dalgaların sesi eşliğinde, yıldızların altında…” Bu sözler, S’nin kalbinde bir yankı buldu. S, bu fikri okuduğunda kalbi hızla çarpmaya başladı. Gözlerinde canlanan sahne, onu derin bir huzur ve mutlulukla doldurdu.

S, hayalinde, T ile birlikte deniz kenarında oturduklarını, dalgaların ritmik sesiyle sakinleştiklerini ve yıldızların altında birbirlerine sarıldıklarını gördü. Bu düşünce, S’nin içini tarifsiz bir sıcaklıkla doldurdu. “Bu harika olurdu!” diye cevapladı. “O anı hayal bile edemiyorum, çok güzel olurdu.”

Bu romantik anın büyüsüyle, ikisi de ellerinde telefon, birbirlerine olan sevgilerini düşünerek uykuya daldılar. T’nin teklif ettiği bu sahne, S’nin rüyalarına bile girdi ve ona huzurlu bir uyku sağladı. O gece, ikisi de birbirlerine olan sevgilerini ve birlikte geçirecekleri güzel anları hayal ederek uyudular.


Tags :
6 months ago

11.BÖLÜM

BİLİNMEZ

Günler geçiyordu ve S, T’den hala hiçbir haber alamıyordu. Bütün bunların gerçek olmadığını düşünecekti ama karnındaki küçük kıpırtı her şeyin gerçek olduğunun ispatıydı. S, kendini çok yorgun hissediyordu; her şey birbirine karışmıştı ve ne yapacağını bilmiyordu. Tek istediği, tekrar T’nin kollarında olmaktı.

Bir sabah, S dalgın düşüncelerle sokakta yürürken yanına bir taksi yaklaştı. Şoför, camı indirip elinde bir not uzattı. Notta, “Seni bulacağımı biliyordum. Lütfen arabaya bin,” yazıyordu. S, notu okuduğunda kalbi hızla çarpmaya başladı. Bu, T’nin bir mesajı olmalıydı.

S, tereddüt etmeden taksiye bindi. Şoför, sessizce arabayı sürmeye başladı. Yol boyunca S, T’yi bulma umuduyla doluydu. Kalbi hızla çarpıyor, aklında binbir düşünce dolaşıyordu. T’yi bulduğunda ne söyleyecekti? Neler oluyordu? Bu soruların cevabını bulmak için sabırsızlanıyordu.

Taksi, şehir merkezinden uzaklaştıkça S’nin heyecanı daha da arttı. Sonunda, taksi bir orman yoluna saptı ve küçük, sevimli bir kulübenin önünde durdu. Şoför, S’ye dönüp, “Buraya kadar,” dedi. S, derin bir nefes alarak arabadan indi ve kulübeye doğru yürümeye başladı.

Kapıya yaklaştığında, kapı yavaşça açıldı ve T, kapının eşiğinde belirdi. T, S’yi görünce gözleri doldu ve ona doğru koştu. İkisi de birbirine sarıldı ve uzun süre ayrılmadılar. S, T’nin kollarında kendini güvende ve huzurlu hissediyordu. T, S’nin kulağına fısıldadı, “Seni asla bırakmayacağım.”

S, gözyaşları içinde, “Neler oluyor yoksa ben deliriyor muyum?” diye sordu. T, derin bir nefes alarak, “Her şeyi anlatacağım, biraz sakinleş,” dedi. T, S’yi kulübeye davet etti ve ikisi de içeri girdiler. İçeride, sıcak bir şömine yanıyordu ve ortam oldukça huzurluydu.

T, S’yi rahat bir koltuğa oturttu ve ona bir bardak su verdi. “Sana her şeyi anlatacağım,” dedi T, derin bir nefes alarak. “Beni dinlemeni ve sakin olmanı istiyorum.”


Tags :
6 months ago

13. BÖLÜM SOLARİA

ADASININ KADERİ

T ve S, Kral Valerius’un isteğini kabul ettiler, ancak Solaria Adası’nı nasıl koruyacaklarını ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı. T, “Solaria Adası’na nasıl gideceğiz?” diye sordu krala. Kral, “Beni takip edin,” dedi ve kulübeden çıkıp ormana yöneldi. S ve T, el ele tutuşarak kralın arkasından yürüdüler.

Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe, ağaçların arasından süzülen ışıklar ve kuşların cıvıltıları eşliğinde yürüdüler. Kral Valerius, ormanın ortasında durdu ve yere doğru eğilerek gizli bir geçidi açtı. Geçit, büyülü bir ışıkla parladı ve üçü de geçitten geçerek Solaria Adası’na geldiler.

Adanın manzarası, birkaç gün önce bildikleri halinden çok farklıydı. Her yer harabe halindeydi; evler yıkılmış, sokaklar boşalmış ve insanlar korku içinde yaşıyordu. S, “Bu kadar değişmiş olamaz,” diye fısıldadı. T ise, “Evet, ama birlikte bunu düzeltebiliriz,” diyerek S’yi cesaretlendirdi.

S ve T, adanın merkezine doğru ilerlediklerinde, halkın umutsuz bakışlarıyla karşılaştılar. Kral Valerius, “Halkım, S ve T geri döndü. Onlara bir şans verin. Birlikte, adayı eski ihtişamına kavuşturabiliriz,” diye seslendi. Halk, başlangıçta tereddüt etti, ancak S ve T’nin kararlılığı ve cesareti onları etkiledi.

T, S’yi elinden tutarak, “Gel, sana bir şey göstereceğim,” dedi. Birlikte adanın en yüksek tepesine doğru yürümeye başladılar. Yol boyunca, eski hatıralar canlandı ve her adımda birbirlerine daha da yaklaştılar. Zirveye tırmandıklarında, adanın muhteşem manzarası karşılarında uzanıyordu.

T, S’ye dönerek, “Burası bizim için her şeyin başladığı yer,” dedi. S, gözlerinde yaşlarla, “Evet, burası bizim evimiz,” diye yanıtladı. O an, birbirlerine doğru eğildiler ve dudakları birleşti. Öpüştükleri anda, etraflarını yeşil ve parlak bir ışık kapladı. Bu ışık, sadece onları değil, tüm adayı aydınlattı.

Bu büyülü an, S ve T’ye geçmişlerini ve muhafızlık görevlerini hatırlattı. Artık ne yapmaları gerektiğini biliyorlardı. Solaria Adası’na ait olduklarını ve adayı korumak için doğduklarını hissettiler. Bu yeni farkındalıkla, adanın geleceği için kararlı ve güçlü bir şekilde harekete geçmeye hazırdılar.

13. BLM SOLARA

Tags :
6 months ago

14.BÖLÜM

GÜZEL GÜNLER

S ve T, adanın en yüksek tepesinden aşağıya bakarken, içlerinde yeni bir umut ve kararlılık hissettiler. T, “İlk olarak, halkı bir araya getirmeliyiz,” dedi. S başını sallayarak onayladı ve birlikte adanın merkezine geri döndüler.

Merkeze vardıklarında, Kral Valerius halkı toplamış ve onlara cesaret verici konuşmalar yapıyordu. S ve T, kralın yanına geçerek halkın karşısına çıktılar. T, “Hepinizin desteğine ihtiyacımız var. Birlikte çalışarak adayı yeniden inşa edebiliriz,” dedi. S de ekledi, “Her birinizin yeteneklerine ve gücüne ihtiyacımız var. Birlikte, Solaria’yı eski ihtişamına kavuşturabiliriz.”

Halk, S ve T’nin kararlılığı ve cesareti karşısında etkilenmişti. Birbirlerine bakarak başlarını salladılar ve desteklerini göstermek için ileriye doğru adım attılar. Kral Valerius, “Hep birlikte çalışarak, bu adayı yeniden inşa edeceğiz,” diye seslendi.

İlk olarak, adanın savunmasını güçlendirmek için planlar yapıldı. T, adanın etrafına güçlü bir savunma hattı kurmak için halkla birlikte çalıştı. S ise, adanın içindeki yıkılmış evleri ve binaları yeniden inşa etmek için bir ekip oluşturdu. Herkes, el birliğiyle çalışarak adayı yeniden inşa etmeye başladı.

Günler geçtikçe, ada yavaş yavaş eski ihtişamına kavuşmaya başladı. Halk, birlikte çalışmanın ve dayanışmanın gücünü keşfetti. S ve T, her gün halkla birlikte çalışarak, adanın yeniden doğuşuna tanıklık ettiler.

Bir gün, adanın yeniden inşa süreci tamamlandığında, S ve T, adanın en yüksek tepesine tekrar çıktılar. Aşağıya baktıklarında, adanın yeniden canlandığını ve halkın mutlu olduğunu gördüler. T, “Başardık,” dedi. S, “Evet, birlikte başardık,” diye yanıtladı.

S, T’ye dönerek, “Sana bir şey söylemek istiyorum,” dedi. T, merakla, “Seni dinliyorum,” diye cevap verdi. S, “Gel, oturalım,” dedi ve birlikte tepede bir taşın üzerine oturdular. S, derin bir nefes alarak, “Ben hamileyim,” dedi.

T, büyük bir şok ve şaşkınlık yaşadı. Gözleri büyüdü ve bir an için ne diyeceğini bilemedi. İçinde bir anda birçok duygu birbirine karıştı; mutluluk, şaşkınlık, heyecan ve biraz da endişe. T, S’nin ellerini tutarak, “Nasıl yani, ben şimdi baba mı oluyorum?” dedi. Gülümseyerek, S, “Evet,” diye yanıtladı. T, “Bu… bu harika bir haber!” dedi. Gözleri parlıyordu ve yüzünde büyük bir gülümseme belirdi.

S, T’nin tepkisini görünce rahatladı ve gözleri doldu. “Bunu sana söylemek için doğru zamanı bekliyordum,” dedi. T, S’yi kollarına alarak, “Birlikte her şeyin üstesinden gelebiliriz. Hem adayı hem de ailemizi koruyacağız,” diye fısıldadı.

O an, ikisi de geleceğe dair umut ve mutlulukla doluydu. Solaria Adası’na olan bağlılıkları ve birbirlerine olan sevgileri, onları daha da güçlü kılıyordu. Artık sadece adanın değil, aynı zamanda büyüyen ailelerinin de koruyucuları olacaklardı.

14.BLM

Tags :
5 months ago

19. BÖLÜM

GÖLGELER

T, Ehriman şehrinin karanlık sokaklarında ilerlerken, gölgelerin arasında S’yi fark etti. S, korkudan titriyor, gözleri endişeyle doluyordu. T, S’nin bu halini görünce içindeki öfke ve çaresizlik daha da arttı. Sanki dünya onun etrafında yıkılıyordu. T’nin zihninde Ehriman’ı yakıp yıkma düşüncesi belirdi; bu karanlık şehri yerle bir etmek istiyordu. Ancak, S’yi kurtarma arzusu onu bu yıkıcı düşüncelerden alıkoydu.

T, derin bir nefes aldı ve S’ye doğru adım attı. S’nin gözlerindeki korkuyu dindirmek için elini uzattı. “Buradayım,” dedi T, sesi titrek ama kararlıydı. “Seni buradan çıkaracağım.”

Etraflarındaki gölgeler daha da yoğunlaştı, sanki Ehriman’ın karanlığı onları yutmak istiyordu. T, S’yi korumak için kollarını etrafına sardı ve birlikte bu karanlıktan çıkmanın bir yolunu aramaya başladılar. Her adımda, T’nin kararlılığı artıyor, S’nin korkusu ise yavaş yavaş azalıyordu.


Tags :