Ac - Tumblr Posts

1 year ago

kırsam döksem ne işe yarıyor? almış bak başını yine gidiyor. ben aşkı kurtarayım derken kalbim elden gidiyor!


Tags :
1 year ago

Bekle dedi gitti ben bekledim ama o gelmeyecek galiba.


Tags :
1 year ago

Eskiden beni kıran insanlardan nefret ederdim, artık nefret edemiyor sadece kırgın hissediyorum. Eski halimi geri verin bana. Ona ihtiyacım var.


Tags :
1 year ago

Seni kaybetmekten korktuğum kadar kendimi kaybetmekten korkmamıştım ben.


Tags :
1 year ago

Ben

Onun

Değiştiğini görmeye

Dayanamıyorum.


Tags :
1 year ago

sevgili güzel ruhlu, iyi kalpli insanlar! yalvarırım size, bir insanı sevmeyin. gidin dağı, taşı, tepeyi, dereyi, hayvanı, çiçeği sevin ama ne olursunuz bi insanı sevmeyin. kaldı ki hiçbir insan, sizin sevdiğiniz haliyle kalmayacak.


Tags :
1 year ago

ben sevdiğimin elleriyle itilen bir insanım. buna rağmen direnmeye çalışan bir insandım. tek kişilik bu savaşımı yenilgiyle sonuçlandırıyorum bu gece.


Tags :
1 year ago

sevmiyorsun biliyorum ama sevmediğin düşüncesini kabullenmek çok canımı yakıyor bunu sen bilmiyorsun.


Tags :
1 year ago

Ne olurdu gönlümü yıkmasaydın? Ne olurdu az insan olaydın?


Tags :
1 year ago

Allah da şahidim ya, anlaşılmak dışında bir şey istemedim.


Tags :
1 year ago

çok sığ birine derin duygularımı harcadım.


Tags :
1 year ago

seni anlamak istemeyecek bir insana; ağlasan da, sızlansan da, kendini ordan oraya atsan da tek bir kelimeni bile anlatamazsın.


Tags :
10 months ago

Dünya orospu çocuklarının cennetidir. Geriye kalanlar cehennemi yaşamayı gelmiştir.


Tags :
8 months ago

Herkes sevgiye açken, neden yanındakini severek sevgiyi yaymaya çalışmaz ki insanlar..?


Tags :
7 months ago

Ederinden fazlasını, ederi düşük kimseye vermeyin. Ederinizden de düşüğünü yüzsüzce size teslim eder.


Tags :
3 years ago

Sosyal medya, mutsuz insanların mutluluk maskelerinin arkasından gelen çığlıklarla doludur. Çünkü her gülümseyen dudaklar gözyaşlarıyla yıkanmıştır, çünkü her kahkahanın ardından bir çığlık doğmuştur.

Çünkü, ilişkiler bizim yarım kalan yerlerimizden tamamlanma umudumuz* olduğu gibi, hikayeler ya da postlar da yardım çağrımızım duyulması umudumuzdur.


Tags :
2 years ago

"Üç katlı bir pansiyonun çatısını kendim için kiraladım. İşe gidip gelmeye başladım. Daha birkaç hafta geçmişken bir adam gördüm orada. Her hafta çarşamba günü, akşam saat sekize doğru pansiyonun önüne gelirdi. Yaklaşık iki saat kadar bekler, sonra da hiçbir şey yapmadan kaybolurdu gözden. İlk başta bu durum pek gözüme çarpmasa da bir süre sonra adamın hırsız ya da dolandırıcı olabileceğinden şüphelendim. İki saat boyunca orada dikiliyordu ama ne biriyle buluşuyor ne de herhangi bir şey yapıyordu. Bu yüzden aklıma gelen ilk fikir adamın bir yerleri, birilerini gözetlediğiydi. Hoş, iyi giyimli bir adam olduğu için bu durum da kendi içinde çelişiyordu fakat altında bir şey arıyordu insan işte. Sonra bir gün dayanamayıp pansiyonun sahibi olan kadına adamda bir tuhaflık olduğunu, her hafta çarşamba günü aynı saatte buraya gelip saatlerce beklediğini söyledim. O zaman öğrendim işin aslını. Adam zamanında birini çok sevmiş, aşkı da karşılıksız değilmiş üstelik. Gel gör ki ailelerinin arasındaki düşmanlık ikisinin kavuşması için büyük bir engelmiş. Bir süre sonra bu duruma dayanamayıp kaçmak, bütün engellerden kurtulmak istemişler. O zaman kaldığım çatı katı, onların saklanmak için seçtikleri ilk durak olmuş meğer. İkisinin de köklü ailelerin çocukları olduğunu söylemişti kadın. Sanıyorum ki bu sebepten yakalanmaları da uzun sürmemiş, pansiyona gelmelerinin üzerinden henüz iki gün geçmişken kızın babası gelip bulmuş onları. Aralarında ne geçti, kızı götürmek için nasıl bir şey sundu ona, hiç bilmiyorum. Ama kız gitmeden önce çocuğa bir şekilde her şeyi çözüp çarşamba günü geri döneceğini ve saat sekizde onu bu pansiyonda bekleyeceğini söylemiş. Hikayenin devamını tahmin etmek zor değil, sanırım. Kızın dediği gibi olmamış çünkü.

Gelmemiş, çözememiş hiçbir şeyi.

Biri sana çarşamba günü saat sekizde bir yerde olmanı söyleseydi eğer, oraya sadece bir kez giderdin değil mi L? Yani haftalar ve hatta yıllarca, onun gelmediği her günü yok sayarak oraya gitmez ve belki bu kez gelir diye düşünmezdin?

Olayın ne zaman yaşandığını bilmiyorum fakat sadece benim pansiyonda yaşadığım süre bile bir yıldan fazlaydı. Daha da tuhafını söyleyeyim sana. Oradan ayrıldıktan iki yıl sonra geri borçlarımı ödemeye döndüm ve tesadüfen bir çarşamba günüydü, o adam da bıraktığım yerdeydi...

Aşk bir delilik hali olmalı.

Bir süre sonra sizden olmayacağını kabullenip normaline dönmek zorundasın ama aklın ve mantığınla kavradığın gerçeği her defasında kalbinle yok sayıyorsun. Biliyorsun ama bildiğin şey seni durdurmuyor. Çaban da, umudun da bitmiyor. Bir insanın ya da bir hissin seni böylesine bütünüyle kendine bağlayabiliyor olması bana hayal edebileceğimin çok ötesinde geliyor. Kavrayamıyorum bile. Belki de hepinizin ihtiyacı olan şey o histir. Çünkü kendini bile düşünmediğin bir düzlemde aşk, seni onu düşünmek zorunda bırakacak. Bunu illa ki bir insana indirgemeye gerek yok, bir şeye aşık olmak da insanı aynı deliliğe sürükleyebilir. Tek yapmamız gereken onu bulmak ve ona tutunmak."


Tags :
2 years ago

-sana anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun? Her çarşamba kendini bir pansiyonun önünde bulan adamı?

+hatırlıyorum.

-ben o adam gibi bir yere çakılıp kalmamak için çok çabaladım L. Ama şimdi seni düşünürken... Ona dönüşmekten korkuyorum.

"Üç katlı bir pansiyonun çatısını kendim için kiraladım. İşe gidip gelmeye başladım. Daha birkaç hafta geçmişken bir adam gördüm orada. Her hafta çarşamba günü, akşam saat sekize doğru pansiyonun önüne gelirdi. Yaklaşık iki saat kadar bekler, sonra da hiçbir şey yapmadan kaybolurdu gözden. İlk başta bu durum pek gözüme çarpmasa da bir süre sonra adamın hırsız ya da dolandırıcı olabileceğinden şüphelendim. İki saat boyunca orada dikiliyordu ama ne biriyle buluşuyor ne de herhangi bir şey yapıyordu. Bu yüzden aklıma gelen ilk fikir adamın bir yerleri, birilerini gözetlediğiydi. Hoş, iyi giyimli bir adam olduğu için bu durum da kendi içinde çelişiyordu fakat altında bir şey arıyordu insan işte. Sonra bir gün dayanamayıp pansiyonun sahibi olan kadına adamda bir tuhaflık olduğunu, her hafta çarşamba günü aynı saatte buraya gelip saatlerce beklediğini söyledim. O zaman öğrendim işin aslını. Adam zamanında birini çok sevmiş, aşkı da karşılıksız değilmiş üstelik. Gel gör ki ailelerinin arasındaki düşmanlık ikisinin kavuşması için büyük bir engelmiş. Bir süre sonra bu duruma dayanamayıp kaçmak, bütün engellerden kurtulmak istemişler. O zaman kaldığım çatı katı, onların saklanmak için seçtikleri ilk durak olmuş meğer. İkisinin de köklü ailelerin çocukları olduğunu söylemişti kadın. Sanıyorum ki bu sebepten yakalanmaları da uzun sürmemiş, pansiyona gelmelerinin üzerinden henüz iki gün geçmişken kızın babası gelip bulmuş onları. Aralarında ne geçti, kızı götürmek için nasıl bir şey sundu ona, hiç bilmiyorum. Ama kız gitmeden önce çocuğa bir şekilde her şeyi çözüp çarşamba günü geri döneceğini ve saat sekizde onu bu pansiyonda bekleyeceğini söylemiş. Hikayenin devamını tahmin etmek zor değil, sanırım. Kızın dediği gibi olmamış çünkü.

Gelmemiş, çözememiş hiçbir şeyi.

Biri sana çarşamba günü saat sekizde bir yerde olmanı söyleseydi eğer, oraya sadece bir kez giderdin değil mi L? Yani haftalar ve hatta yıllarca, onun gelmediği her günü yok sayarak oraya gitmez ve belki bu kez gelir diye düşünmezdin?

Olayın ne zaman yaşandığını bilmiyorum fakat sadece benim pansiyonda yaşadığım süre bile bir yıldan fazlaydı. Daha da tuhafını söyleyeyim sana. Oradan ayrıldıktan iki yıl sonra geri borçlarımı ödemeye döndüm ve tesadüfen bir çarşamba günüydü, o adam da bıraktığım yerdeydi...

Aşk bir delilik hali olmalı.

Bir süre sonra sizden olmayacağını kabullenip normaline dönmek zorundasın ama aklın ve mantığınla kavradığın gerçeği her defasında kalbinle yok sayıyorsun. Biliyorsun ama bildiğin şey seni durdurmuyor. Çaban da, umudun da bitmiyor. Bir insanın ya da bir hissin seni böylesine bütünüyle kendine bağlayabiliyor olması bana hayal edebileceğimin çok ötesinde geliyor. Kavrayamıyorum bile. Belki de hepinizin ihtiyacı olan şey o histir. Çünkü kendini bile düşünmediğin bir düzlemde aşk, seni onu düşünmek zorunda bırakacak. Bunu illa ki bir insana indirgemeye gerek yok, bir şeye aşık olmak da insanı aynı deliliğe sürükleyebilir. Tek yapmamız gereken onu bulmak ve ona tutunmak."


Tags :