Ak Acs - Tumblr Posts - Page 2
-sana anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun? Her çarşamba kendini bir pansiyonun önünde bulan adamı?
+hatırlıyorum.
-ben o adam gibi bir yere çakılıp kalmamak için çok çabaladım L. Ama şimdi seni düşünürken... Ona dönüşmekten korkuyorum.
"Üç katlı bir pansiyonun çatısını kendim için kiraladım. İşe gidip gelmeye başladım. Daha birkaç hafta geçmişken bir adam gördüm orada. Her hafta çarşamba günü, akşam saat sekize doğru pansiyonun önüne gelirdi. Yaklaşık iki saat kadar bekler, sonra da hiçbir şey yapmadan kaybolurdu gözden. İlk başta bu durum pek gözüme çarpmasa da bir süre sonra adamın hırsız ya da dolandırıcı olabileceğinden şüphelendim. İki saat boyunca orada dikiliyordu ama ne biriyle buluşuyor ne de herhangi bir şey yapıyordu. Bu yüzden aklıma gelen ilk fikir adamın bir yerleri, birilerini gözetlediğiydi. Hoş, iyi giyimli bir adam olduğu için bu durum da kendi içinde çelişiyordu fakat altında bir şey arıyordu insan işte. Sonra bir gün dayanamayıp pansiyonun sahibi olan kadına adamda bir tuhaflık olduğunu, her hafta çarşamba günü aynı saatte buraya gelip saatlerce beklediğini söyledim. O zaman öğrendim işin aslını. Adam zamanında birini çok sevmiş, aşkı da karşılıksız değilmiş üstelik. Gel gör ki ailelerinin arasındaki düşmanlık ikisinin kavuşması için büyük bir engelmiş. Bir süre sonra bu duruma dayanamayıp kaçmak, bütün engellerden kurtulmak istemişler. O zaman kaldığım çatı katı, onların saklanmak için seçtikleri ilk durak olmuş meğer. İkisinin de köklü ailelerin çocukları olduğunu söylemişti kadın. Sanıyorum ki bu sebepten yakalanmaları da uzun sürmemiş, pansiyona gelmelerinin üzerinden henüz iki gün geçmişken kızın babası gelip bulmuş onları. Aralarında ne geçti, kızı götürmek için nasıl bir şey sundu ona, hiç bilmiyorum. Ama kız gitmeden önce çocuğa bir şekilde her şeyi çözüp çarşamba günü geri döneceğini ve saat sekizde onu bu pansiyonda bekleyeceğini söylemiş. Hikayenin devamını tahmin etmek zor değil, sanırım. Kızın dediği gibi olmamış çünkü.
Gelmemiş, çözememiş hiçbir şeyi.
Biri sana çarşamba günü saat sekizde bir yerde olmanı söyleseydi eğer, oraya sadece bir kez giderdin değil mi L? Yani haftalar ve hatta yıllarca, onun gelmediği her günü yok sayarak oraya gitmez ve belki bu kez gelir diye düşünmezdin?
Olayın ne zaman yaşandığını bilmiyorum fakat sadece benim pansiyonda yaşadığım süre bile bir yıldan fazlaydı. Daha da tuhafını söyleyeyim sana. Oradan ayrıldıktan iki yıl sonra geri borçlarımı ödemeye döndüm ve tesadüfen bir çarşamba günüydü, o adam da bıraktığım yerdeydi...
Aşk bir delilik hali olmalı.
Bir süre sonra sizden olmayacağını kabullenip normaline dönmek zorundasın ama aklın ve mantığınla kavradığın gerçeği her defasında kalbinle yok sayıyorsun. Biliyorsun ama bildiğin şey seni durdurmuyor. Çaban da, umudun da bitmiyor. Bir insanın ya da bir hissin seni böylesine bütünüyle kendine bağlayabiliyor olması bana hayal edebileceğimin çok ötesinde geliyor. Kavrayamıyorum bile. Belki de hepinizin ihtiyacı olan şey o histir. Çünkü kendini bile düşünmediğin bir düzlemde aşk, seni onu düşünmek zorunda bırakacak. Bunu illa ki bir insana indirgemeye gerek yok, bir şeye aşık olmak da insanı aynı deliliğe sürükleyebilir. Tek yapmamız gereken onu bulmak ve ona tutunmak."
Öldürülüyorum ve buna karşı gelme lüksüne sahip değilim zira o elleri öpebilirdim.
Dudakların jilet gibiydi, öptükçe kanamak isterdim. Bir kalp müzesi vardı içinde...
Benden hiç gitme,
Beni uçuruma doğru itme,
Beni günahlarıma terk etme,
Çünkü sen benim her şeyim olmasını istediğim tek kişisin.
o gitti
ben de boyadım 👍🏻
belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım.
Beni çağırdı diye gitmiştim aşkın peşinden
Aldanıp sesini izledim onu. Hamgi fedakarlığı istediyse yaptım. Sevgisine diyet
Hango acıyı istediyse tatım. Son bir umuttu aşk benim için ve onu gördüm,aşk oldum
Çağırdığında baktım konuştuğunda inandım oysa göremedim korpikleri ardına gizlenmiş. Kılıçları, hançerleri,okları taç giydirir demişlerdi. Benim tahtımı yerle bir etti aşk. Huzur bulursun demişlerdi gönül
Yurdumu tarumar etti aşk sonunda ben de anladım ne sahip olunurmuş aşka
Ne de kendine sahip olunsun istemiş aşk.
Ve ben seni seçerdim
Yüz yaşımda,
Yüzlerce dünyada
Gerçekliğin her versiyonunda
Seni bulurdum, ve seni seçerdim.
Bir gece haberiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın,
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın.
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın.
Mavi bir gökyüzümüz olsun,kanatlarımız
Dokunarak uçalım
İnsanlardan buz gibi soğdum,
İşte yalnız sen varsın.
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.
Cahit KÜLEBİ
Galiba seni yanlış yerde arıyorum, aya bakmam gerekirken sadece yıldızlara bakıyorum... ☽ ☆
Yıllarca sevebilir mi insan
Hiç gelmeyeceğini bilerek...