Iirsel - Tumblr Posts

3 years ago

dün gece. yani bir önceki günün dününde kendimden daha da ne kadar kaçabilirim diye düşünürken hiç olmadık bir evde buldum kendimi. sonra kendime yeminler vermiştim dumanlı bir düş daha görmeyeceğime dair. bunu hatırladım. sonra ya bu yemini dumanlı bir düşte verdiysem fikri girdi aklıma birden. kendimi ve tüm mevcudatı kandırarak yine senin dumanlı sanrılarına sarıldım. bazen kendimi kandırabiliyorum evet. ara ara da olsa senin mahşer atlısı ruhuna sokulmak için yaptığım bir kaç numaradan bir tanesi bu sadece. oysa senin bunlardan haberin yok. hiç olmadı. hiçbirinden. sonra kan akışımı kontrol edemedim bu gezegende. bu gezegende kan hiç olmadığı kadar yavaş akar çünkü. daha da yavaşlayınca kan başımda aşağı. başımdan. aşağı. başından beri bu çıldırış anı ve sanrımın ağrıması; karnımda spazmlara yol açtı. olan oldu ve dizlerimin üstünde çırpına durdum. halimi görmeliydiniz. o kasıntı ve krampı gerçekten görmeliydiniz. bu başımın döngüsü ve dünya yasalarından bağımsız hallerimi. damarlarımdan akan ve kemik iliklerimde gezen her bir pıhtıyı tek tek bertaraf etmemi… bu bir başkalaşım. tabii dünya bunu kaldıramadı. çünkü dünya başkalaşımları kaldıramaz. başkaldırışları da. ne diyorduk ? sonra başımı kaldırdım olduğum yerden. dünya yok. sen yoksun. sonra her yer dumanken hazır yine verdiği yine verdiği yine verdiği sözden cayan ben dumana koştu. yani alçalttım kendimi. size gözüken o. insan gördüğüne inanır bazen. bazen inanmalıdır da. insan tuzaklar kurar. tuzaklarını kurarken yutkunur. yutkunmalıdır da. zaman tanrıyı yaratır. tanrı zamanı. yaratmalıdır da.

seni.

benden ötede

bırakabilir.

bırakmalıdır da.

uçuyorum.

kusuyorum.

uçuyorum

daha da batabilmek için en derine.

en

derine

yoksun

inan.

🎶 Balmorhea - Remembrance


Tags :
3 years ago

yassı yeryüzü, kızıl gök ve hibrit birkaç yıkıntı.

söz gelimi boşlukların nihayetinde sararan soluk benizli yüzlere ithafen, angarya hüzünlerim oldu benim de kabul. kabul henüz haykıramadığım tüm boşluklara. onca aradan sonra dibe çöküp kuruyan tüm tortular başıma dertler açıyor. bazen kırağı yapıyor atmosfer, içime çektiğim her an ciğerlerim kanıyor. çünkü kan demek nefes demek biliyorsun, fakat gülümsemeden sana dönmeyen aynaların unutuşu kalbine ağır geliyor. görmüyorsun ! ne diyorduk geçen gece olanlar pek de iç açıcı şeyler değildi bunu kabullenmiştik. sahi ne kadar oldu birlikte bazı şeyleri kabullenmeyeli ? kaç zaman oldu taramayalı akça saçlarını ruhunun. belirtili belirtisiz tüm nesnelere senin gözünden bakmayalı, hatta belki de senin ağzından tatmayalı…

iniyorum tahtımdan. damarlarım genişliyor ve hükmediyorum andıma. hüküm ve gece aynı kelime köküne ait çünkü. bu mümkün. etimoloji ve senin boynunun en kumral yerleri aynı zihine haciz. aynı zil aynı fasıla ve aynı kaçış. tutuklandım; soğuk kanlı tüm katillerin adına bir dakikalık saygı duruşunda. zamana ve fezaya büyük göndermeler yaptım sonrasında. aldandım karmaya. kan ve nefes. demiştim ya. bu ikilem. hırs ve yaradılış komplimanı. söz verildi, ahd edildi. tüm sevgi sözcüklerinin içleri birer birer boşaldı bu gece. zevk cümbüşüne küskün fuşya tüm elbiseler yırtık artık. zaman kalmadı. demiştim. gülümse. artık, aynalar sana dönüyor. yut senin için süzülmüş tüm tortuları. tükür gırtlağında ne varsa tüm kovuluşları. irkil tabancamdan alnına yola çıkmış bu kelimeyle: duy.

ölüler konuşamaz.


Tags :
5 months ago

Sonbaharda eski çarşı sokaklarında el ele yürüyelim mi seninle?

Ben yine uzun uzun konuşurum, sen gülümse ve dinle.

Sonbaharda Eski Ar Sokaklarnda El Ele Yryelim Mi Seninle?

Tags :
5 months ago

Kanar yara usulca.

Ölüler ağlar mezarlarında.

Zaman yavaşlar acıyla.

Mutluluk nehirler gibi akar.

Şefkat, okşar yetimin başını.

Giyotin keser boynunu.

Yorgun, yaslanır duvarlara.

Duvarlar düşer yorgunun başına.

Kanar yara oluk oluk.

Ağlama, dindirmez hiçbir acıyı gözyaşı.

Ölüler ağlar kuru toprağın altında.

Çiçek bile yetişmez yetimin toprağında.

Şefkat, aldatır yetimi.

"Sevgi" diye ağlar toprağın altında.


Tags :